Türkiye’de Hayalperest Olmak ve Geleneksel Kasaplık ve Et Okulu Hayalinin Sonuçları

Beni, sosyal medya üzerinden takip edenler çok iyi bilirler. İtalya’daki Sevgili Ustam ve Babam Dario Cecchini ile yıllardır hayalini kurduğumuz ve direkt olarak Panzano’da açmayı düşündüğümüz Geleneksel Kasaplık ve Et Şefliği okulu ile ilgili uğraşıyoruz. Fakat İtalyan bürokrasisi nedeniyle bir türlü gerçekleştiremediğimiz bir proje.

Bu arada bu projenin gerçekleşmesi için de Türkiye’de çalmadığım Gastronomi Fakültesi kapısı kalmadı. Hepsinden aldığım izlenim hep ” Yahu eğer bu karlı bir iş olsaydı, zaten Dünya’da birileri mutlaka yapardı” şeklinde oldu. Tek akıllı sen misin yani laflarının arkamdan konuşulduğunu kesinlikle biliyorum.

İnsanların önüne muhteşem bir fikirle gidiyorsunuz. Sürdürülebilir bir yaklaşımla projeyi detaylandırıyorsunuz fakat sonuç hep aynı oluyor. “Bu olmaz, eğer olsaydı daha önce birisi bunu yapardı.”

Üstüne bir de sizi hayalperest olmakla itham ediyorlar, sanki Hayalperest olmak kötü bir şeymiş gibi ve “Aman canım bunu biz de düşündük” deyiverip sizi bir de küçümsüyorlar. Bakın ben zaten müfredatımı oluşturmuşum diyerek gözünüzün içine bir şeyleri sokuşturuveriyorlar. Ben zaten bunun benzerini şu an yapıyorum diyor sayın ilgili yönetici, ama müfredatta zerre et yok. Eğitim alan çocuklar bir parça but doğramışlar mısır acaba? Mevcut durumda pozisyonlarını kaybetmekten korkuyorlar. Dünyada yapılacak bir ilk’i yapmaktan korkuyorlar. Peki neden? Sebebi gayet açık, vizyoner değiller ve korkaklar.

Bilmiyorlar ki Dünya’da bütün değişimleri Hayalperestler yaptılar. Ve hep hayal kurmaya devam ettiler.